İsmet Paşa Hükümeti ve Takrir-i Sükûn Yasasının Kabulü

2. İsmet Paşa Hükümeti ve Takrir-i Sükûn Yasasının  Kabulü
Yeni Hükümeti kurmakla İsmet (İNÖNÜ) Paşa görevlendirildi. İsmet Paşa hükümet programını Meclis’e sunarak 154 olumlu, 23 olumsuz ve 2 çekimser oyla güvenoyu aldı (3 Mart 1925). Yeni hükümetin programı özetle şöyledir: “Herşeyden önce son hâdiseler süratle ve şiddetle ortadan kaldırılacak, memleket her türlü fesat hareketlerinden korunacak, huzur ve devlet otoritesinin sağlam bir şekilde yerleştirilmesi için bütün tedbirler alınacaktır”345.
Düşünülen tedbirler şunlardır:
1. Seferberlik ilân edilecek.
2. Takrir-i sükûn yasası ile hükümete olağanüstü yetkiler verilecek.
3. Bu yasayı çalıştırmak için biri isyan bölgesinde, diğeri Ankara’da olmak üzere iki İstiklâl Mahkemesi kurulacaktır.
Hükümet âcilen görüşülmesi isteği ile hazırladığı Takrir-i Sükûn yasasını Meclis’e sundu. Yasa şöyledir:
1. İrtica ve isyana ve memleketin sosyal düzenini huzur ve sükûnetini emniyet ve asayişini bozmaya sebep olacak bütün kuruluşlar, kışkırtmalar, girişimler ve yayınları hükümet, Cumhurbaşkanının onayı ile doğrudan doğruya veya idare olarak yasaklamaya yetkilidir. İşbu fiillere katılanları, hükümet istiklâl mahkemesine verebilir.
2. İşbu kanun yayını tarihinden itibaren iki sene müddetle geçerlidir.
3. Bu kanunun yürütülmesine Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Kanun Meclis’te tartışılırken TCF mensupları yasayı keyfî uygulamalara yol açacağı endişesi ile eleştirdiler. Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdüler.
Yasa, 4 Mart 1925’te kabul edildi. Sıkı yönetim bölgesinde faaliyette bulunacak mahkemeye, yetkili üst komutanın onaması şartıyla idam yetkisi de verildi.
Gazi M. Kemal 7 Mart 1925’de, İstiklâl Mahkemelerinin kurulduğu gün millete, orduya ve memurlara hitap eden bir beyanname yayınladı346.
Gazi son olayları yaratanların, kanunen suçlu bazı nüfuzlu kimselerin din maskesi altında yarattığı girişimler olduğunu söylüyor, hükümetin aldığı hukukî ve askerî önlemlerle güvenlik ve asayişi sağlayacağını belirtiyor ve sivil ve asker devlet memurlarını, her şeyden önce yüksek vazifelerini tereddütsüz, azim ve şiddetle yerine getirmeye davet ediyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder