b) Gazi’nin Kararı: En kısa Zamanda Harf İnkılâbını Gerçekleştirmek
Bir zamanlama üstadı olan Gazi, 1928’e gelindiğinde, harekete geçer. 1928 Ocak ayında kurulan bir komisyon konuyu incelemeye başlar.
20 Mayıs 1928’de Milletlerarası rakamların kullanılması kanunlaşır. Bu vesile ile Lâtin alfabesiyle ilgili bir soruya, Maarif Vekili Mustafa Necati uzman kişilerin bu konuda hazırlık yaptıklarını, yakın bir zamanda sonucun Meclis’e sunulacağını bildirir.
Nitekim Gazi’nin emri üzerine, 1928 Haziranında Milletvekili ve uzmanlardan “Dil Encümeni” oluşturulur. Atatürk. Encümen üyesi Falih Rıfkı’ya “Hemen Ankara’ya git, komisyona katıl ve bu işi çabuk bitiriniz” talimatını verir.
Komisyon yazının değiştirilmesi doğrudur, değil midir, tartışmasını bir kenara bırakıp, yeni alfabe harflerini seçmekle işe başlar.
Türkçenin ses özelliklerine göre tesbit edilen harfler, Falih Rıfkı tarafından Atatürk’e sunulur. Atatürk sorar: Yeni yazıyı tatbik için ne düşündünüz?
Cevap: “Bir onbeş yıllık uzun, bir beş yıllık kısa müddetli iki teklif var. Teklif sahiplerine göre, ilk zamanlar iki yazı bir arada öğretilecektir. Gazeteler yarım sütundan başlayarak yavaş yavaş yeni yazılı kısmı artıracaklardır. Daireler ve yüksek mektepler içinde tedrici bazı usuller düşünülmüştür.
Yüzüme baktı: “Bu ya üç ay içinde olur, ya hiç olmaz dedi. Hayli radikal bir inkılâpcı iken ben bile yüzüne bakakalmıştım: Çocuğum, dedi, gazetelerde yarım sütun eski yazı kaldığı zaman dahi herkes bu eski yazılan parçayı okuyacaktır. Arada bir harp bir iç buhran, bir terslik olduğu zaman bizim yazı da Enver’in yazısına döner, hemen terk olunuverir.”379
Gazi harf inkılâbına bu görüşle başlar. Kendine özgü, halkına olan engin güven duygusu içinde, kararını Sarayburnu Parkındaki bir halk toplantısında açıklar. 9/10 Ağustos 1928 gecesinde parkda hak için bir eğlence düzenlenmiştir. Mustafa Kemal halkın nabzını tutan, onunla haşir neşir olabilen bir liderdi. Parkta bulunan kadınlı erkekli topluluk, onun kendilerine katılmasının coşkunluğu içinde eğlenirken, alfabe konusundaki düşüncesini halka şu sözlerle açıkladı: “... Arkadaşlar bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindesiniz... Yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz. Vatandaşa kadına, erkeğe, hamala sandalcıya öğretiniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüzki, bir milletin bir heyeti içtimaiyenin yüzde onu, okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmez nevindendir. Bundan insan olanlar utanmak lâzımdır. Bu millet utanmak için yaradılmış bir millet değildir, iftihar için yaratılmış, tarihini iftiharla doldurmuş bir milletdir. Fakat milletin yüzde sekseni okuma yazma bilmiyorsa bu hata bizde değildir. Türk’ün seciyesini anlamıyarak kafasını bir takım zincirlerle saranlardadır. Artık mazinin hatalarını kökünden temizlemek zamanındayız... En nihayet bir sene, iki sene içinde, bütün Türk heyeti içtimayesi yeni harfleri öğreneceklerdir. Milletimiz, yazısıyla, kafasıyla bütün âlemi medeniyetin yanında olduğunu gösterecektir”.
Orada olan Falih Rıfkı’nın anlatımıyla: “ Halk parkın içinde toplandığından beri bir müjde bekliyormuş da o müjde bu imiş gibi dibinden kaynayarak coştu... Halk onun şerefine o ağustos gecesini donanma gecesine çevirmişti”380
Harf inkılâbının başarısı biraz da baştakilerin örnek olmasına bağlıydı. Gazi ve Başvekil İsmet Paşa herkese örnek oldular. Ve eski harfleri bir daha hiç kullanmadılar.
Gazi inkılâpların belki de en zoru olan Harf İnkılâbını, inanılmaz bir enerji, kararlılık ve coşku ile bizzat yürüttü.
Sarayburnu nutkundan bir gün sonra, Dolmabahçe sarayında yeni Türk harfleriyle ilk uygulama dersiyle beraber yoğun bir kampanya başladı. 14 Ağustos’da Maarif Vekili Mustafa Necati yeni yazı konusunda, Gazi’nin herkese örnek olduğunu, her zaman olduğu gibi onun izinden gidileceğini, bütün öğretmen ve öğrencilerin en kısa zamanda yeni yazıyı öğreneceklerini, bunun bir yurtseverlik vazifesi olduğunu, başarı kazanılacağından hiç kuşkusu olmadığını belirten bir demeç verdi. 16 Ağustosda CHP teşkilâtı her mahallede birer dershane açılmasını kararlaştırdı. 21 Ağustos’da devlet dairelerinde yeni yazı kursları açılır. 22 Ağustos’da Cumhuriyet gazetesi yeni harflerle dersler yayımlamağa başlar.
25 Ağustos’da Dolmabahçe sarayında önemli bir toplantı yapıldı. Toplantıya 80 kadar milletvekili, önemli askerî ve mülki erkân, Dil Encümeni üyeleri katıldılar. Gazi’nin hazır bulunduğu toplantıda, yeni Türk harfleriyle ilgili olarak İbrahim Necmi (DİLMEN) iki saat süren ders verdi. Bu arada milletvekilleri ile kara tahta başında uygulamalar yapıldı. 29 Ağustos 1928’de yapılan, keza Gazi ve devlet erkânı ile tanınmış yazar, şair, profesör, gazeteci ve askerî erkân olmak üzere yaklaşık 200 kişinin katıldığı toplantıda konu enine boyuna tartışıldı. Toplantı sonunda Başvekil İsmet Paşa (İNÖNÜ), milleti cehaletten kurtarmanın ancak yeni Türk alfabesi ile mümkün olacağını belirten bir konuşma yaptı ve üç maddelik önerge sundu: “1. Milleti cehaletten kurtarmak için kendi diline uymayan Arap harflerini terk edip, Lâtin esasından alınan Türk harflerini kabul etmekten başka çare yoktur.
2. Komisyonun teklif ettiği alfabe hakikaten Türk alfabesidir, kat’idir. Türk milletinin bütün ihtiyaçlarını temin etmeğe kâfidir.
3. Sarf (gramer) ve imlâ kaideleri lisanın ıslahını, inkişafını, millî zevki takip ederek tekâmül edecektir.
Muhakkaktır ki, yeni Türk harfleriyle lisana ve imlâya ilk şeklini vermek için Komisyonun Projesi en kısa ve en amelîdir”.381
Önergenin yeni harflerle kara tahtaya yazılmasından sonra, Gazi dinleyicilere, “Aynı mutalâada mısınız arkadaşlar?” Sorusunu yöneltti. Salondaki davetliler hep birden “hay, hay, hay, hay” karşılığını verdiler. Böylece Yeni Türk Alfabesi, Türkiye’nin kalburüstü siyasî ve entelektüel temsilcileri tarafından oy birliği ile kabul edilmiş oluyordu.
Bundan sonra Gazi 23 Ağustos’da Tekirdağ’da bizzat başlattığı yeni yazıyı tanıtma, öğretme kampanyasına, Bursa Çanakkale, Gelibolu, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Sivas, Kayseri de devam etti. Gazi her gittiği yerde, kara tahta başına geçiyor, halka yeni harfleri öğretiyor. Memurları, halkı imtihan ediyor, bitip tükenmeyen bir sabır ve enerji ile harf inkılâbını halka benimsetiyordu. 21 Eylül’de Ankara’ya dönen Gazi, uygulamada gördüğü teknik aksaklıkları belirterek bunların düzeltilememesini sağladı.382
İmlâ birliğini sağlamak için, imlâ sözlüğü, Dil Encümenince hazırlandı. Devlet görevlileri 1928 Ekim sonuna kadar yeni yazıyı öğreneceklerdi. Programı yürütmekle Maarif Vekâleti görevlendirilmişti.
Halk, bilhassa okur-yazar olmayan halk büyük bir şevk ve heyecanla yeni harfleri öğrenmeye çalışıyordu. Bütün ülkede bir okuma yazma seferberliği coşku içinde devam etmekteydi. Gazi’nin enerji ve kararlılıkla yürüttüğü kampanyayı, Başvekil İsmet Paşa, Maarif Vekili Mustafa Necati, Vekiller, milletvekilleri gayretle desteklemekteydi. Devlet dairelerinde yeni alfabe uygulanması aşamalı yürütülmekteydi. Resmî uygulama için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması beklenmekteydi.
Nitekim 1 Kasım 1928’de Meclis’i açış konuşmasında Gazi alfabe konusuna geniş ölçüde yer verdi. Gazi: “Büyük Millet Meclisi kararıyla Türk harflerinin kat’iyet ve kanuniyet kazanması bu memleketin yükselme mücadelesinde başlı başına bir geçit olacaktır. Türk harflerinin kabulüyle hepimize, bu memleketin bütün vatanını seven yetişkin evlatlarına mühim bir vazife teveccüh ediyor, bu vazife, milletimizin kâmilen okuyup yazmak için gösterdiği şevk ve aşka bilfiil hizmet ve yardım etmektir. Hepimiz, hususî ve umumî hayatımızda rastgeldiğimiz okuyup yazma bilmeyen erkek kadın her vatandaşımıza öğretmek için tehalük göstermeliyiz. Bu milletin asırlardan beri hallolunamayan bir ihtiyacı birkaç sene içinde tamamen temin edilmek, yakın ufukta gözlerimizi kamaştıran bir muvaffakiyet güneşidir. Hiçbir muzafferiyetin hazlarıyla kıyas kabul etmeyen bu muvaffakiyetin heyecanı içindeyiz. Vatandaşlarımızı cehaletten kurtaracak bir sade muallimliğin vicdanî hazzı mevcudiyetimizi işba etmiştir. (doldurmuştur). Aziz arkadaşlarım: yüksek ve ebedî yadigârınızla büyük Türk milleti yeni bir nur alemine girecektir”,383 sözleriyle Meclis’i yönlendirir. Hazırlanan yasa tasarısı ivedilikle görüşülür ve 1353 sayılı kanunla yasalaşır. Teklif oybirliği ile kabul edilmiştir.
Yeni Türk Harfleri’nin yasalaşmasından hemen sonra üyelerden birinin teklifi üzerine, Gazi Mustafa Kemal’e altın bir levha üzerinde kabartma harflerden “Yeni Türk Alfabesi” yazılıp sunulması kararlaştırıldı384. Yasa 3 Kasım 1928’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Adı geçen yasaya göre: Madde 1- Arap harfleri yerine Lâtin esasından alınan Türk Harfleri Kabul edilmiştir.
Madde 2- Kanunun yayın tarihinden itibaren devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bütün şirket cemiyet ve hususi müesseselerde Türk harfleriyle yazılmış olan yazıların muameleye konulması mecburidir.
Madde 3- Devlet dairelerinin her birinde Türk harflerinin uygulanma tarihi 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez. Tahkik evrakı ve fezlekesi ve ilâmlar ve matbu muamelât cetvel defterleri, kayıtları ve senetleri, nüfus evlenme cüzdanları ve kayıtları, askerî kimlik ve cüzdanları 1929 Haziran başından itibaren Türk harfleri ile yazılacaktır.
Madde 4- Eski harflerle yapılan halk başvurularının kabulü 1929 Haziran’ının birinci gününe kadar yapılabilir. 1928 Aralık başından itibaren Türkçe her türlü özel veya resmî levha, tabela, ilâm ve sinema yazıları ile kezalik Türkçe özel veya resmi her türlü gazete, risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.
Madde 5- 1929 Ocak başından itibaren Türkçe basılacak kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir.
Madde 6- Resmî ve özel bütün tutanaklarda, 1930 Haziran başına kadar, eski Arap harfleri stenografi gibi kullanılabilir. Devletin bütün daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanun talimatname, defter, cetvel kayıt sicil gibi matbualar 1930 Haziran başına kadar kullanılabilir.
Madde 7- Para ve hisse senetleri ve bonolar ve çekler ve tahviller ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukukî mahiyeti haiz bütün eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe geçerlidirler.
Madde 8- Bütün bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün Türkçe muamelelerine uygulanması 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez... Bunlar ellerinde mevcut eski Arap harfleriyle basılmış matbuaları 1930 Haziran başına kadar kullanılabilirler.
Madde 9- Bütün mekteplerin öğretiminde Türk harfleri kullanılır. Eski harflerle basılmış kitaplarla öğretim yapılması yasaktır.385
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder