B. Yozgat-Yenihan Ayaklanması
Adapazarı, Düzce, Bolu mıntıkalarında ayaklanmalar devam etmekte iken, bu sefer Ankara’nın doğusundaki bazı illerde yeni isyanlar ortaya çıktı. Büyük Millet Meclisi Hükümetini henüz kuruluş safhasında iken çökertmek isteyen iç ve dış harekâtı idare eden merkezler, sistemli bir şekilde ne mümkünse yapıyorlardı. Bunlara karşı gönderilen düzenli kuvvetler yeterince etkili olamıyorlardı. Zira asiler Halife adına, Padişah adına, din uğruna hareket ediyoruz sloganıyla hem halkı ve hem de üzerlerine gönderilen birliklerin mensuplarını kolaylıkla kendi taraflarına çekiyorlardı219.
Nitekim Pastacı Nâzım isimli eski bir sabıkalı hesap, vermekten kurtulabilmek için etrafına topladığı adamlarından oluşan topluluğa “Gönüllü Halife Ordusu” adını vermiş ve 13 Mayıs’da Yenihan (Yıldızeli)’da isyan bayrağını açmıştı. Ahaliye yayınladığı bildiride şöyle diyor: “Sevgili Padişahımızla, Kongreciler harp ediyorlar. Ahaliyi İslamiye, Padişaha yardım için silâha sarılıyor. Halife Ordusu namıyla bir ordu teşkil ediyorlar. Sizi babalarınızla kardeşlerinize karşı silâh atmaya icbar ediyorlar.... Zabitlerin emrini tutarak Padişaha asi olmayınız. Yaşasın sevgili Padişahımız, kahrolsun Kongre”220.
Asiler Yıldızeli Kaymakamına, Padişah ile hemen uzlaşılmasını vatan hainliği kanunun uygulanmamasını, aksi halde halka vergi verdirtmeyip Samsun’a gelen Halife ordusuna katılacakları tehdidinde bulundular. Kaymakamın gevşek tutumundan da yararlanarak teşkilâtlandılar. Asiler 27/28 Mayıs gecesi Çamlıbel’de bulunan bir müfrezeyi esir aldıkları gibi, Tokat civarında yürüyüş halinde bir tabur da asilerin hücumuyla dağıldı.
Bu başarıdan cür’etleri artan asiler, 6/7 Haziran gecesi Zile’yi işgal ettilerse de, 3. Kolordu birlikleri 12 Haziran’da Zile’yi geri aldılar. Ayaklanma bastırıldı ve de elebaşları askerî mahkeme kararıyla cezalandırıldılar.
Tokat çevresindeki bu ayaklanmalar Yozgat çevresindeki gayrı memnunları harekete geçirdi. Kuva-yı Millîye hareketi, Yozgat bölgesinde pek olumlu karşılanmamıştı. Çerkez köylerindeki hoşnutsuzluğun yanı sıra bölgede öteden beri etkin olan Çapanoğullarının Saltanat, Hürriyet ve İtilâf Fırkasından yana oluşları, Kuvayı Millîyecilere sempatiyle bakmamalarına yol açmaktaydı.
Mutasarrıfın da bu tutumu benimsemesi sebebiyle, Ankara’da açılacak Meclis için milletvekili seçimi yapılamamıştı. Mayıs ortalarında Çapanoğullarının ayaklanma hazırlıkları yaptıkları duyuldu. Ankara onları gözaltında tutmak için önlemler aldı. Ancak durumdan haberdar olan Çapanoğulları, Mutasarrıfın göz yumması sonucu şehri terkettiler. Yörenin azgın eşkıyalarından Aynacıoğulları ve Deli Ömer’le beraber 14 Haziran’da Yozgat’ı işgal ettiler. Halka Şeyhülislâm Dürrizade Abdullah’ın fetvası ile Padişah ve Damat Ferit’in ferman ve bildirilerini okudular. Kendilerine karşı olan bazı kimseleri astılar. İsyan hızla Akdağmadeni, Alaca, Boğazlıyan’ı içine alarak Kayseri, Çorum ve Sivas’ı tehdit edici bir duruma girdi. Düzce-Bolu gailesinden yeni kurtulmuş olan genç Ankara Hükümeti, bu defa da doğudan ciddi bir şekilde tehlike içindeydi. Bu durumda, Çerkeş’de bulunan Albay Refet (BELE) Çankırı istikametinde harekete geçirildi. Çevredeki askeri birlikler yetersiz olduğundan, Çerkez Ethem de acele Ankara’ya çağrıldı. Ethem önce itiraz etti ama, ağabeyinin araya girmesiyle, 2100 kadar mevcuduyla Ankara’ya geldi. 21 Haziran’da Yozgat istikametinde harekete başladı. 23 Haziran’da Yozgat önüne gelen Ethem, şehri hücumla ele geçirdi. Ele geçirilen on iki elebaşıyı derhal idam etti. Çapanoğlu kuvvetlerini Arapseyfi’nde dağıttı. Bu sırada Albay Refet ve Çolak İbrahim kuvvetleri de yetiştiler. Ethem bölgenin temizlenmesini onlara bırakıp Batı cephesine hareket etti221. Çünkü Batı Cephesinde 22 Haziran 1920’de Sèvres Anlaşmasını kabul ettirmek amacıyla Yunan saldırısı başlamıştı ve hızla gelişiyordu.
Bununla beraber bölge tamamen huzura kavuşamadı. Yunan saldırısı yeni kıpırdamalara yol açtı. İlk isyanda af dileyen âsilerden kurulu Akdağmadeni Alayı cepheye gönderilmek istenince, alay mensuplarının bir kısmı birlikte kaçtılar ve bölge de ayaklanma başlattılar. Ayaklanma Çerkez Ethem’e bağlı İkinci Kuva-yi Seyare Komutanı Çolak İbrahim tarafından bastırıldı. Sükûnet ancak 1920 yılı sonunda sağlanabildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder