C. Düzenli Ordunun Batı’daki ilk Başarıları
1. İnönü Savaşları ve Sonuçları
Yeni Yunan Kralı Konstantin daha Atina’ya dönmeden önce İsviçre’de iken verdiği bir demeçte şöyle diyordu: “.... Ülkeye dönünce İtilâf devletlerine olan bağlılığımı, memleketimin çıkarları doğrultusunda ve şimdilerde onların çıkarlarıyla özdeşleşen Sèvres Antlaşmasına da uygun hareket edeceğimi bildireceğim.... Küçük Asya’daki harekâtımıza devam edeceğiz ve bize verilen hiç ama hiç bir şeyden vazgeçmeyeceğiz271.
Kral 19 Aralık’ta Yunanistan’a dönmesinden sonra verdiği demeçlerde, müttefiklerle işbirliğinin zorunlu olduğunu tekrarladı. Yeni yönetim prestij kazanmak, geleneksel Yunan politikasının izlediğini göstermek ve böylece itilâf devletlerinin desteğinin devamını sağlamak maksadıyla işgal ordusunu harekete geçirdi. Amaç, bu sırada ayaklanma halinde olan Ethem olayından yararlanmak ve henüz oluşma safhasında olan Mustafa Kemal ordusunu dağıtmaktır.
2. Birinci İnönü Savaşı ve sonuçları:
Bu maksatla Yunan ordusu 6 Ocak’la Bursa cephesinden Eskişehir, Uşak cephesinden de Afyon istikametinde harekete geçti. Bu sırada batı ve güney cephesi komutanları Ethem isyanının bastırılması ile meşguldüler. İsmet Bey Yunan ileri harekâtını öğrendiği sırada, kıtalarıyla Gediz’de bulunuyordu. İki komutan Ethem’in takibini bırakıp bölgelerini savunmayı kararlaştırdılar. Düşmanın ağırlıklı kuvvetleri kuzeydeydi. Türkler Eskişehir istikametini kapatmak için İnönü mevzilerini hazırlamışlardı. Mevzileri bir tümen kadar bir birlik tutmaktaydı. Ancak Bursa’dan hareket eden Yunan kuvvetleri İnönü’ne üç günlük bir uzaklıktadır. Halbuki Batı cephesi kuvvetlerinin büyük kısmı oraya dört günlük bir mesafede olup karşılarında Ethem kuvvetleri vardır. Albay İsmet Bey, Yarbay İzzettin Bey’i 61. Tümenle Ethem kuvvetleri karşısında Kütahya’yı savunmaya bırakarak geri kalan beş alayı ile İnönü mevzilerine ulaşma çabasına girişti. Bu askerler dört günden beri yürüyüş halinde uykusuz ve yorgundular. Mevsim kıştı, Askerlerin çoğunun paltosu yoktu. İsmet Bey cepheye ancak şiddetli çatışmalar sırasında yetişebildi. Halbuki Yunan ordusu 9 Ocak’tan beri İnönü savunma hattını zorlamaktaydı. 10 Ocak öğle sıralarında Batı cephesi karargâhı tehdit altına girince, temkinli bir komutan olan İsmet Bey, 15 km. kadar geride bulunan ikinci savunma hattına çekilmeyi uygun gördü. Türk savunma hattını kıramayacağını anlayan ve beklemediği bir direnme ile karşılaşan Yunan komutanı General Papulas geri çekilme emrini verdi272.
Henüz kuruluş halinde olup bir taraftan da âsilerle mücadele eden yeni Türkiye Devleti’nin küçük, fakat millî mefkûreli genç ordusu nazik dakikalar geçirmiş ama çözülmemiş, düşmanı çekilmek zorunda bırakmıştı. Olağanüstü şartlarda kazanılan bu zafer ile “çok şey” kurtarıldı. Düzenli ordunun bu ilk zaferi içerde halkın moralini yükselttiği gibi, millî hareketin önderi Mustafa Kemal’in prestijini arttırdı, orduya güveni pekiştirdi. Meclis’in otoritesini güçlendirdi.
Mustafa Kemal, Padişaha dayanarak millî direnmeye karşı çıkan, Ankara kapılarına kadar gelen iç isyanlarla ve en son olarak da Ethem ayaklanmasıyla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Bütün bunların başarı ile atlatılması , kendi başına buyruk hareket eden ve neticede Yunanlılarla işbirliği eder hale gelen Ethem kuvvetlerinin dağıtılması, ciddi bir Yunan saldırısının başarısızlığa uğratılması düzenli ordu ve hükümet teşkili için gerekli ortamı oluşturdu.
Nitekim TBMM’nin açılmasından beri dokuz ay geçmesine rağmen, henüz anayasa Meclis’ten geçmemişti. 1. İnönü zaferinden sonra, Mustafa Kemal’in hazırladığı taslak ele alınarak 20 Ocak 1921’de kabul edildi. Teşkilâtı Esasiye Kanunu başlığını taşıyan yasa 23 madde ve bir geçici maddeden oluşmaktaydı. Buna göre: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme gücü ve yasama yetkisi milletin yegâne ve hakiki temsilcisi olan TBMM’nde toplanmıştır. Türkiye Devleti TBMM’nce yönetilir ve hükümet TBMM Hükümeti adını taşır. TBMM Başkanı, Bakanlar Kurulu kararı onaylamaya ve Meclis adına imzaya yetkilidir. Meclis yönetimi seçmiş olduğu bakanlar aracılığıyla yürütür. Seçimler iki yılda bir yapılacaktır. Yasada bulunmayan hususlar için, bu anayasaya ters düşmemek kaydıyla, 1876 anayasası geçerli olacaktır.
Birinci İnönü zaferi iç politikada olduğu gibi, dış politikada da önemli sonuçlara yol açtı. Bunların en önemlisi, o zamana kadar TBMM Hükümeti ile anlaşma yapmak için tereddütlü bir hava içinde bulanan Sovyetlerle 16 Mart 1921’de Moskova Anlaşmasının yapılmasıdır. Önceki kısımlarda açıklandığı gibi, bu anlaşma ile Doğu sınırı güvence altına alınmış, Sovyetlerle karadan ulaşım yolları açılmıştır.
Birinci İnönü’nün ikinci bir siyasî sonucu İtilâf Devletlerinin o zamana kadar “çete başı” gibi gördükleri Mustafa Kemal’in temsil ettiği TBMM Hükümetini Londra Konferansına davet etmeleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder